• 26 Şubat 2020, Çarşamba 3:02
ALİBEKTAN

ALİ BEKTAN

Çin'deki salgında ABD'nin etkisi var mı?

Trumph Başkan olduktan sonra ekonomi konusunda başta AB ülkeleri olmak üzere devreye girdi. Vergileri ve gümrük tarifelerini yükseltti. Avrupa ülkeleri İngiltere dışında sert tepkiler verince, başta Fransa ve Almanya olmak üzere terör saldırıları ortaya çıktı. Çünkü 2 ülke AB’yi kuran babalardır. Ardından İngiltere AB'den ayrıldı.

Fransa kanlı terör olayları ile sarsıldı. Son 2 senedir de tam yılbaşı zamanı "Turuncu Yelekli" bir sürü çıktı ve Paris’te terör estirdiler. Neticesinde Fransa turizmde büyük zarara uğradı. Ne istediklerini bilmiyorlardı ama bir anlamda ABD Avrupa’yı terbiye etti.

Sonra sıra Çin’e geldi.

Geçen sene Trumph, "Çin'den gelen mallara daha fazla vergi koyacağız" deyince Çin ayağa kalktı.

Bizde "ABD mallarına ağır vergiler koyarız" dediler. ABD ise planları hazırladı. İlk önce Hong Kong'da karışıklık başladı. Çünkü Dünya ticaretinin en önemli bölgelerinden birisi olan bu ülke, Çin’e ait serbest bölgeydi. Bu isyanlar durduruldu. Bu sefer de "Corona Virüsü" çıktı.

Corona birdenbire yayılmaya başladı. Ölü sayısının çok olduğu, ancak Çinlilerin bunu sakladığı konuşuluyor. Bu yüzden ekonomide zora girdi. Borsadaki zarar 400 Milyar Dolar’a ulaştı. Fabrikaların birçoğu kapalı ve üretim durdu. Bu durumdan, dünyanın fabrika üretim merkezi olan Çin ile çalışan her dünya şirketi etkilendi. Peki bu virüs ne zaman biter. Bunu da Trumph açıkladı: "Nisan ayı gelince biter” dedi. İlkbaharda havalar ısınınca grip salgını azalır. Şu son günlerde aşısı da üretildi ve kullanılmaya başlanınca hayat Çin'de normale dönecektir.

“GİZLİ SİLAHLAR” kitabımda da bahsettiğim gibi, 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde ABD ve Rusya’nın "Biyolojik Silahlar"da ileri gittikler. Ve milyonları öldürecek bu "Biyolojik Silahları" yapınca her ikisi de korktular. Sonra da vazgeçtiler.

Gizli Üslerde saklanan bu "Biyolojik Silahlar" gerektiği zamanlarda kullanılmak üzere saklanıyor. "Corona" gibi tüm grip virüsleri de böyle bir kontrollü şekilde ülkelere gönderiliyor.

AMERİKANIN GİZLİ SİLAH DENEYLERİ

Ortadoğu'yu kimyasal silah üretmekle suçlayan ABD, (anayasasına göre yurttaşlar üzerinde gizli askeri deney yapılması yasal olduğundan) bakın ne insanlık dışı deneyler gerçekleştirdi. 'Kitle imha silahları geliştirmekle' suçladığı Irak'ı işgal eden, ardından da benzer nedenlerle Suriye, İran ve Kuzey Kore'yi hedef göstermeye başlayan ABD, yıllardır kimyasal ve biyolojik silah geliştirmek uğruna yaptığı sayısız deneyde kendi yurttaşlarını da kullandı. Zira Amerikan anayasasına göre yurttaşlar üzerinde gizli askeri deneyler yapılması yasaldı. 1977 yılından itibaren yirmi yıl süreyle yürürlükte kalan bu anayasal imkan, Körfez Savaşı'ndan sonra bazı sivil örgütlerin girişimiyle, halkın tepkisi üzerine 1997 yılında geri çekildi.

Amerikan istihbaratı ile Savunma Bakanlığı'nın çoğu zaman ortaklaşa gerçekleştirdiği bu deneylerin başlangıç tarihi, 1930'lara kadar uzanıyor. II. Dünya Savaşı'nın ardından Almanların ve Japonların bu konudaki deneyiminden de yararlanan ABD, Soğuk Savaş sırasında dünyanın en korkunç "biyolojik silah deposu" haline geldi.

Gizli deneyler kronolojisine göre 1931 yılında Dr. Cornelius Rhoads, Rockefeller Tıbbi Araştırmalar Enstitüsü'nün gözetiminde, "insan deneklere kanser hücreleri" aşıladı. Daha sonra ABD Ordusu, Maryland, Utah ve Panama'da "Biyolojik Silah Tesisleri"ni kurdu ve ABD Atom Enerjisi Komisyonu'na tayin edildi. Buradaki görevi sırasında "Amerikan askerlerine ve hastanelerde yatan sivil hastalara radyoaktif madde verilmesi"ni içeren bir dizi deneye başladı.

1943- Japonya'nın tam kapsamlı biyolojik silah programına karşılık ABD'de Fort Detrick askeri üssünde biyolojik silahlarla ilgili araştırmalar başlattı. Sentetik virüslerle muhtelif hastalıklar ürettiler.

1953- ABD ordusu, kimyasal maddeleri dağıtmak konusunda ne kadar etkin olduklarını belirlemek amacıyla Fort Wayne, Minneapolis, Winnipeg, St Louis, Leesburg ve Virginia'da "çinko kadmiyum sülfür gazıyla yüklü bulutlar" saldı.

Ordu, Donanma ve CIA'nın ortaklaşa gerçekleştirdiği deneylerde. New York ve San Francisco'da yaşayan on binlerce kişi solunum yoluyla bulaşan mikroplara maruz bırakıldı.

1955- Geniş kitlelere biyolojik maddeleri bulaştırabilme yeteneğini ölçmek isteyen CIA, ordunun biyolojik silah cephaneliğinden alınmış bir bakteriyi, Florida'daki Tampa Körfezi'ne saldı.

1967- CIA ve Savunma Bakanlığı, yine biyolojik ve kimyasal silahları denemeyi amaçlayan MKNAOMI Projesi'ni hayata geçirdi.

1969- Savunma Bakanlığı'ndan Dr. Robert MacMahan, 5-10 yıl içerisinde, ''insanın bağışıklık sistemine saldıran ve hiçbir ilaçla tedavi edilemeyen sentetik bir virüs geliştirmek" için, Amerikan Kongresi'nden 10 milyon dolar ödenek talep etti.

1970- Ödeneğin sağlanmasının ardından CIA gözlemi altında yürütülen proje, ordunun çok gizli biyolojik silah tesisi olarak bilinen Fort Detrick'teki 'Gizli Operasyonlar Bölümü'nde başlatıldı. Burada, AIDS ve benzeri virüsleri ayrıştırmak için moleküler biyoloji teknikleri kullanıldığı yolunda Spekülasyonlar giderek arttı.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Kendi Halkına acımayan Pentagon ve CIA, Çin’e ve hatta tüm insanlığa hiç acımaz..

Acımadılar da..

http://www.bursaarena.com.tr/cin-deki-salginda-abd-nin-etkisi-var-mi-makale,4199.html


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


SON DAKİKA HABERLER

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık