- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 17 Nisan 2020, Cuma 2:04
Artık devleti yanlış yapmadan yönetmemiz lazım. Yönetimin artılarıyla eksileri mukayese edildiğinde, eksilerin giderek çoğaldığı açıkça görülüyor. Bunun sebebi tecrübeye değer verilmemesi, farklı görüşlere kulak asılmaması ve "benim gibi düşünmeyen düşmanımdır" saplantısında ısrar ve inat edilmesidir.
Bütün dünya büyük bir bela ile uğraşıyor. Genel bir yardımlaşma, bilgi desteği, her görüşten yararlanma ve ortak mücadele gayreti dikkati çekiyor. Tüm devletler deneylerden, yararlı uygulamalardan, yeni buluşlardan istifade etmeye çalışıyor. Herkes birbiriyle konuşuyor, herkes birbirini izliyor, belayı çabuk ve kolay savuşturacak kararlar üzerinde ortak kafa yoruluyor.
Biz neden yapamıyoruz bunu? Niçin tüm partilerin liderleri bir araya gelmiyor? Neden elele verip milletin karşısına birlikte çıkmıyorlar ki? TBMM’yi niçin ve neden daha etkili şekilde çalıştırmıyorlar acaba? Eleştirilere, akıllı yol gösterimlerine, çözüm önerilerine kulak asmak yerine, niye tepki gösterilir? Aklı başında insanların bunu anlaması mümkün değil.
Çok zorlu bir süreçten geçmemize rağmen, hala yardım kavgalarına tanık oluyoruz Belediyeleri devre dışı bıraktığımız yetmiyormuş gibi, şimdi de aşevlerini engelliyoruz. Böyle bir zihniyetin, böyle bir anlayışın faydasına inanmak mümkün mü? Halkı rahat bıraksak, yardım cömertliğinde kimse tutamaz bizi. Ancak yönetime güven sorunu varsa eğer, haliyle yardım arzusunda da çok büyük bir fire çıkıyor ortaya. Bunu göremiyorlar mı, bizi yönetenler farkedemiyorlar mı bu güvensizliği?
Yönetim bir karar alırken, enine boyuna iyi düşünmek ve sonuçlarını iyi değerlendirmek zorundadır. Hazırlıksız kararlar büyük sıkıntı ve sancılara sebep olur. Örneğin gece yarısına doğru ilan edilen sokağa çıkma kararı, büyük bir paniğe ve karambola sebebiyet vermiştir. Millet ekmek ve erzak alabilmek için sokağa fırlamış, uzun süredir dikkat edilen evde kalma ve mesafe önlemlerini bir anda tepetaklak etmiştir. Oysa yasak sabahtan ilan edilse, herkes akşama kadar tedbirini alır, böylece Corona ile uğraşan sağlık ordusuna da saç-baş yoldurulmazdı. Şimdi bunu eleştirenlere kızmak yerine, yapılan yanlıştan ders çıkarmamız lazım.
Doğrularımız da var ama, son zamanlarda çok yanlış yapıyoruz. Yardım toplamaya çalışan devlet, artık arşa çıkan masraflarını kısmayı düşünse ve genel bir tasarrufa yönelse, milletin yardımından beklediği gelirin üç katını hemen elde eder. Ama öyle yapmak yerine hala resmi araba saltanatını körüklüyoruz. Cumhurbaşkanlığına ve Meclis Başkanlığına mevcutları yetmiyormuş gibi, yeni arabalar kiralıyoruz. TBMM için kiralanacak 27 araca 5 milyon TL ayırmışlar. Olacak iş mi? Elimde yetki olsa resmi makam araçlarının çoğunu devreden çıkarır, aracını devlet hizmetinde kullananlara ayda 150-200 TL yakıt yardımı yapardım. Böyle bir tasarrufun büyüklüğünü düşünebiliyormusunuz? Araç sahibine resmi araba tahsis et, ev sahiplerine lojman ver, mebusun emeklisine çift maaş öde… Ohhh ne ala memleket.
Aslında tasarruf da devlete büyük bir yardımdır. Korona için iki hastane inşaatı yapmak yerine, Atatürk Hava Limanındaki bomboş binalardan birini hemen hastane haline getirmek mümkündür. Böylece inşaat için 45 gün beklemek ve dünyanın parasını harcamak zorunda da kalmayız. Keza Kadıköy yakasında ikinci bir hastane yapacağımıza, Kurtköy’deki otomobil yarış alanına derhal masrafsız bir sahra hastanesi kurabiliriz. Ayrıca şehir hastaneleri nedeniyle boş tutulan hastaneleri hemen devreye sokabiliriz. Bunları düşünmek varken, inşaatı düşünmek ve para yatırmak akıllıca bir iş mi?
Kendimizi çok akıllı sayıp ortak aklı pas geçiyoruz ama, yapmayı düşündüğümüzü de akıl süzgecinden niçin geçirmeyiz acaba? Hapishanelerdeki bulaşıcı virüse engel olabilmek için, mahkumları belli kurallar içinde serbest bırakma kararı, kim ne derse desin hem akıllıca ve hem de insani bir karardır. Ancak bu kararı geciktirmek ve düşünce suçlarının hepsine "terör" gözüyle bakmak doğru olabilir mi? Siyasilerin tartışmaları yüzünden tahliyeler hayli gecikince, mahkumların Corona’ya yakalanma ihtimali de o derece artıyor. Bunu siyasetçiler görmüyorlar, peki bilim kurulu da mı farkında değil işin?
Son yıllarda Diyanetin peşpeşe arttırdığımız ve Milli Savunma, Milli Eğitim, Enerji, Adalet, İçişleri ve Tarım Bakanlığı bütçelerinin çok üzerine çıkardığımız ödeneğini biraz kıssak, milletten beklediğimiz yardıma gerek kalmaz.
Biz kalkmış bütçe zenginliğinden başı dönmüş diyanete bir de Heybeliada Sanatoryomunu hediye ediyoruz. Neymiş, burada dini eğitim yapacakmışız. Yahu okulların çoğunu zaten imam hatibe çevirdik. Ülkenin imam hatibe değil, teknik ve yaratıcı adama ihtiyacı var. Her caddeye iki cami yerine okula, fabrikaya ihtiyacı var. Yeni hapishaneler yerine yeni işyerleri kurmalıyız. Bunları düşüneceğimize hala diyaneti düşünüyorsak eğer, ört ki ölem kardeşim…
Bütün bunların dışında önemli bir hususun daha üzerinde durmalıyız. Fikir, düşünce ve basın özgürlüğünden korkmamalıyız. Bunu eyleme dönüştürmedikçe, bırakalım herkes kafasındakini açıkça anlatsın, oturup yazsın. Bundan niye korkulur ki? Kuralları çiğnemeyen, usulsüzlük yapmayan, devletin imkanlarını milletin hizmetinde eşit ve adil kullanan yönetimler, eyleme dönüşmeyen görüş ve fikirlerden korkmazlar,aksine yararlanırlar.
Öyle değil mi?
http://www.bursaarena.com.tr/tasarruf-yapmak-varken-makale,4410.html
MAKALEYE YORUM YAZIN
-
19.09.2020 Gökova Kontrolü..
-
04.09.2020 Sağlık Alarm Veriyor!..
-
25.08.2020 Geçmiş Olsun Bodrum..
-
23.08.2020 Gaza Gelmeyelim..
-
22.08.2020 Su - Yolsuzluk - Adalet..
-
19.08.2020 Doğayı Bitiriyoruz..
-
13.08.2020 Pembe Masallar Ve Pembe Projeler..
-
05.08.2020 Korona- Okullar- Ekonomi ve Tatil..
-
29.07.2020 65 Yaş - Diyanet Ve CHP..
-
24.07.2020 Fenerbahçe Nereye?..
-
22.07.2020 Yeter Artık Bodrum'a Dokunmayın..
-
20.07.2020 Kıbrıs Türk'tür Türk Kalacak
-
16.07.2020 Günlük Yaşam Şikayetleri..
-
14.07.2020 Ayasofya- İktidar Ve Muhalefet..
-
09.07.2020 Plajlar- İskele Ve Koyların Geleceği..
-
08.07.2020 Bodrum'un Son Fotoğrafı..
-
04.07.2020 Acil İşler Dururken..
-
26.06.2020 Kitap Dünyasında Gezinti..
-
24.06.2020 Bodrum Müzesi'nin hazin hali..
-
19.06.2020 Maske Ve Açıklık Rejimi..
-
08.06.2020 Sadun Boro'suz 5 Yıl..
-
05.06.2020 Çevre Nutukla Korunmuyor..
-
13.05.2020 Akılcı Önlem İhtiyacı..
-
09.05.2020 Çevre ve İç Turizm Dinamiği..
-
27.04.2020 Lider yanlışta ısrar etmez..
-
21.04.2020 Haluk Levent'e dokunmayın bari..
-
19.04.2020 Turgut Özal'ı Anıyor Ve Arıyoruz..
-
10.04.2020 Ortak Akıl İhtiyacı..
-
05.04.2020 Bodrum'u merak etmeyin..
-
03.04.2020 İnat Virüsüne Bulanmak..
-
28.03.2020 Koronadan tehlikeli virüsler
-
25.03.2020 İç Siyasette Ateşkes Gereği..
-
13.03.2020 İç ve dış virüslere dikkat!